GİYOTİN

Açıklama

Erhan Doğan’ın “Giyotin”inin ilk basımını büyük bir zevkle okudum.
Betimler, olay akışı, gerçeklikle ironinin mükemmel birlikteliği bu kitabı özgün ve benzersiz kılıyor. Giyotin aşkın vazgeçilmezliğinin de sanki bir garanti belgesi gibi. Aşkın önünde boynumuzun kıldan ince olması anlamında…
Değerli müzisyen, besteci ve yazar arkadaşımı sevgiyle kutluyorum.
Bu basımda kitabının kahramanları arasında bana ve şiirime de bir yer verilmiş olmasının harika bir filmde rol almışçasına beni ayrıca mutlu ettiğini ne diye gizleyeyim…
Ataol Behramoğlu
Aralık 2016

Erhan Doğan’ın, 50’li kuşak öykücülerinin bıraktığı yerden yola çıkıp, Oğuz Atay’ın “tutunamayanlar” olarak edebiyatımıza armağan ettiği kavramı da içerecek Kafkaesk tarzda kaleme aldığı öyküler, hayatta, aşkı-yükselme uğraşını, varoluş sancısını kendi ironik diliyle sorgulayan bir bütünün parçaları gibidir. Sonrası ne mi oldu? Sonrası gerçek! Boynu vurulanın sekiz saniye daha bilincinin yaşaması… Sonrası alkış, ağıt, neşe, hüzün… Herkes için hayat devam ediyordur, boynu vurulsa okuruna (kalanlara) dönüp belki şöyle söylüyordur: Herkes kendi hayatına dönüp baksın, belki o zaman giyotininizi hep yanınızda taşıyacaksınız!…
Ne diyordu Oscar Wilde: “Herkes sevdiğini öldürür!”
Giyotin, edebiyat çevrelerince farkına varılsa üzerinde çok durulması gereken bir roman bana kalırsa…
Ahmet Telli
Ankara 2017

Erhan Doğan temiz Türkçesi ile aşkı ele alışı tarihsel göndermeleri insan ilişkilerindeki yapaylık zayıflık…
Okuyanı anıncaya kadar, irdelediği aşkla birlikte insanı sorguluyor, kendini yoruluyor, toplumu sorguluyor, sonunda yazarın düş gücü doruğa çıkıyor, bunları bilen bir son bekliyor… Giyotin kitabında…
Hidayet Karakuş
25 Nisan 2019 – Cumhuriyet Kitap